HIZLI VE GÜVENLE ZAYIFLAYIN


HIZLI ve GÜVENLE ZAYIFLAYIN Sağlıklı Bir zayıflama icin oncelikle vucudunuzaki odemi atmalısınız.Daha sonra yağ yakıcıları kullanmalısınız.Öncelikle bilimselliği kanıtlanmıs Boswellia Serrata ve Bromelain kullanıp vucudunuzdaki ödemi atmalısınız.Daha sonra ise dünyada zayıflamada ünü ve bilimselliği kaıtlanmıs Natural Life Cabbage and Green Tea kullandıgınız takdırde hem selülitlerinizden hemde kilolarınızdan sağlıklı olarak hızlı bir sekilde kurtulabilirsiniz.UNUTMAYIN HIZLI ZAYIFLAMAK BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİZİ ZAYIFLTIR BUDA EN BASTA KANSER OLMAK ÜZERE ÇEŞTLİ HASTALIKLARA YO AÇAR.AMA LAHANA VE YEŞİL ÇAY ZAYIFLAMANIN YANI SIRA KANSERDEN KORUNMADADA BİLİMSEL OLARAK KANITLANMISTIR.HEM HIZLI ZAYIFLAYIN HEMDE ZAYFLARKEN KASERDEN KORUNUN.....

Lahana: (Kopfkohl / Chou / Cabbage / Brassica oleracea / Chou commun)Lahana'nın başlıca etken maddelerinden biri laktik asittir. Lahana Çorbası Tabletleri, normal lahana çorbasından 3 kat daha fazla zayıflatıcı etkisi olan madde içermektedir. Doğal bir yağ yakıcıdır.* Vücuttaki yağın fazlasını dışarı atarak zayıflama da yardımcı olur.* Varolan yağlar yakılırken yeni yağ oluşumunu da engeller.* Kullanım sürecinde vücut detoksa uğramış olur.* Birçok faydalı flavonoidleri bünyesinde barındır.* Alkali dengesini korurken sindirim sisteminin pH değerini dengede tutmaya yardımcı olur.Yeşil Çay: Camellia sinensis bitkisinin yapraklarından elde edilen bir çaydır. Yeşil çay, siyah çayla aynı bitkiden "Camellia Sinensis" ten elde edilmesine rağmen; aralarındaki tek farklılık, işleme tekniğinden kaynaklanır. Yeşil çayın yaprakları, siyah çaya göre çok daha az işlem görür. Siyah çay oksidasyona maruz kalırken, yeşil çay oksidasyona maruz kalmaz ve içerisindeki antioksidan maddelerin azalmasına karşı korunmuş olur . Yeşil çay, kateşin (catechin) adlı potansiyel olarak yararlı maddelerin zengin bir kaynağıdır. Yeşil çayın en önemli bileşenleri polifenoller özellikle EGCg' dir.Yeşil çayın diğer bileşenleri, kafein, theanin (bir çeşit amino asit), vitaminler, organik asitler,polisakkaritler, protein, lignin, florid, minerallerdir. İçerdiği polifenoller (EGCg) sayesinde,yağların vücutta depolanmadan atılmasına ve kilo vermenize yardım eder. Yeşil çay bağırsaklardaki arzu edilen (faydalı) bakterilerin seviyesinin yükselmesine vesindirim sistemine yardımcı olabilir.Ürün içeriği:Lahana ve Yeşil Çay EkstresiKullanım Önerisi: Günde 3 tablet yemeklerlerden yarım saat önce 2 bardak su ile.http://www.natuallife.com.tr/ Natural LifeVitamin and Herb 0216 4740274

Taylan Kümeli Beslenirken ve zyıflarken kanserden korunun


Kanserin geçmişte az, günümüzde çok gelişmiş ülkelerde fazla, teknoloji girmeyen yerlerde az, kentlerde çok, kırsal kesimlerde az olmasının sebebini de incelersek karşımıza beslenme alışkanlıklarının çıktıklarını görüyoruz. Vücudun çalışma prensibi hücrelerin 'yenilenmesi-ölümü-tekrar yenilenmesi' mekanizmasıdır. Bunun oluşumu ise doğadan alınan vitamin-mineral-proteinlerle oluşur. Normal hücrelerin ihtiyacına cevap vermeyen gıdalar vitamin-mineralden yoksun olduğu için vücutta bu anormal yani kanserojen hücreleri oluşturur. Bu anormal hücre gelişimini engellemek ise rafine gıdaları kesip vücuda doğal ihtiyacını vermekle olur.Genelde kanserin belli bir yaştan sonra görülmesinin sebebi mineral eksikliğinin bu devrede patlak vermesindendir. Bu şekilde kanseri yenen birçok, insan mevcuttur.İnsanların hayatlarını idame ettirebilmeleri için birtakım temel gıda maddelerine ihtiyaçları vardır Bunlar proteinler, vitaminler, mineraller, yağlar, karbonhidratlar ve sudur. Vücut yenilenme, tamir, bedeni ve beyinsel faaliyetlerini bunları doğrudan alarak yerine getirir. İşte bu noktada özellikle günümüzde gıdaların doğru alınması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Çünkü vücudumuzun doğal yapısı bunu emreder. Aynı şekilde sağlıklı ve uzun ömürlü kişi ve toplumların ya da kendisinde kansere rastlanmayanların, bilinçli ya da bilinçsiz olarak yaptıkları budur.Çağımızda kanserin giderek yaygınlaşması, sanayice gelişmiş ülkelerde sıkça rastlanması (ABD'de ölüm olaylarının 1/6 sebebi) ya da birtakım insanlarda bu hastalığın olup birtakım insanlarda olmaması tesadüfe bağlanamaz. Muhakkak ki kansere yol açan ortak şartlar, etkenler vardır. Üstteki durumlardaki ortak etkenlerin en önde gelenleri ise rafine gıdalar ve hayvansal ürünlerdir. Doğallığını yitirmiş gıdalar yani rafine gıdalar ve hayvani gıdaların aşırı tüketimi kanser hastası olan kişi ve toplumları, olmayanlardan ayıran başlıca etkenlerdir.Gereksinmemin üzerinde fazla enerji alımı şişmanlığa yol açarak hastalık riskini artırmaktadır. Şişmanlıkla pozitif ilişkili kanserler kadınlarda ; meme, uterus,sindirim sitemi ve böbrek,erkeklerde; kolon,rektum ve prostattır.Proteinler vücudun yapı taşları olup hormonlar, enzimler, hücre membranları, nükleik asitler gibi birçok yapıda yer alırlar. Et tüketiminin fazla olması mide ve kolorektal kanser riskini artırmaktadır. Protein kaynağı olarak hayvansal gıdalardan özellikle et ve ürünleri yerine, insan vücuduna lazım olan 8 esansiyel amino asidi içeren proteinler az yağlı süt ürünlerinden sağlanmalıdırGörüldüğü gibi insan vücudu yaşamını özünde protein, vitamin, mineral, karbonhidrat, yağ ve su üzerinde kurmaktadır. Bunları içermeyen herhangi bir madde (gıda görünümünde de olsa) vücudu yoracak ve bozacaktır. Kanserden korunmada ve tedavi vitamin ve mineral içeriği yüksek doğal gıdalar tercih edilmelidir. Bazı gıdaların ise özellikle kansere yol açtığı bilinmektedir.
RADYOTERAPİRadyasyonla tedavi anlamına gelen radyoterapi tek başına yapılabildiği gibi, ameliyat öncesinde, sonrasında veya kemoterapi tedavisi ile birlikte uygulanabilmektedir. Bu tedaviyle kanserli hücrelerin büyümesi ve üremesi engellenmekte ve normal dokulara yayılmasını önlemektedir. Yan etkileri uygulanan bölgeye, süreye ve alınan doza göre değişmektedir. Tedavi bitiminden kısa bir zaman sonra ya tamamen kaybolmaktadır yada çok azalmaktadır.Radyoterapi tedavisininyol açtığı yan etkiler;
Tat kaybı,
Koku kaybı,
Bulantı,
İştahsızlık, halsizlik,
Vitamin yetersizlikleri (özelliklede folik asit yetersizliği sık görülebilmektedir.),
Ağız kuruluğuRadyoterapi tedavisindebeslenme;
Her besin grubunun dengeli alımı,
Bol bol su tüketin,
Bol bol meyve ve sebze tüketin. Özellikle brokoli, lahana, sarımsak, soğan, turp, kereviz, yeşil yapraklı sebzeler, domates ve baklagiller.
Folik asit yetersizliği önlemek amacıyla, soyafasulyesi ve unu, soğan, kurufasulye, nohut ve brokoli gibi besinlerin tüketimini arttırın,
Lifli ( posalı ) yiyeceklerin tüketimini arttırın,
E vitamini içeren ceviz, badem ve fındık gibi kuruyemişlere beslenmenizde yer verin,
Yağ ve tuz içeriği düşük besinleri tüketmeye özen gösterin.
KANSER TEDAVİSİ SIRASINDA BESLENMEİnsan vücudunda meydana gelen anormal hücrelerin büyüme ve çoğalmalarını engellemek amacıyla, doğal veya yapay maddelerden oluşan ilaçlarla yapılan tedavi biçimine denir. Kemoterapide uygulanan ilaç tedavisinin vücutta birçok yan etkisi bulunmaktadır ve bu etkilerin görünme nedeni ilaçların bazı besin öğeleriyle reaksiyona girmesidir. Özellikle bu dönem süresince uygulan ilaçlar B kompleks vitaminlerinin yetersizliğine yol açmaktadır. Ayrıca bu tedavi sırasında çeşitli sindirim sistemi rahatsızlıkları ve tat almada değişiklikler görülmektedir.Kemoterapi süresincegörülebilen yan etkiler;
Kilo kaybı (iştahsızlık ve tat almada azalma sebebiyle) ,
Bulantı-kusma,
İshal - kabızlık,
Anemi (kansızlık),
Ağız yaraları,
Halsizlik,
Saç dökülmesi,
Ödem
Cilt ve tırnak problemleri ( tırnakta; renk değişikliği ve kırılma, ciltte ise; alerjik kaşıntılar, kuruma, soyulma ve kalınlaşma olarak görülebilmektedir. )Kemoterapi tedavisi sırasında beslenmenizde dikkat etmeniz gerekenler;
Aşırı yağlı yiyeceklerden ve kızartmalardan uzak durulmalı,
Bol bol su tüketin. (toksin maddeleri vücudunuzdan atabilmek için),
Çay , kahve yerine bitki çaylarına yönelin. Özellikle; kuşburnu, adaçayı, papatya, ıhlamur gibi,
Mide rahatsızlıkları yaşamamak için aşırı sıcak ve soğuk besinleri tüketmeyin,
İştahsızlık nedeniyle oluşabilecek kilo kaybınızı önlemek amacıyla azar azar ve sık sık yemek yiyin,
İçerisinde yapay madde bulunduran besinlerden ve içeceklerden uzak durun,
Çorba , yoğurt gibi sıvı besinlerin tüketimine yönelin,
Kırmızı et yerine beyaz et tüketin,
Kola, gazoz ve portakal suyu gibi gazlı ve asitli içeceklerden uzak durun.
Bol bol sebze ve meyve tüketin. Sebzelerden özellikle; brokoli, lahana, sarımsak, soğan, turp, kereviz, yeşil yapraklı sebzeler, domates, baklagiller, kırmızı biber, roka ve maydanoz tüketmeye özen gösterin.Kemoterapi tedavisi sonrasında beslenmenizde dikkat etmeniz gerekenler;
Özellikle A vitaminin den zengin besinleri tüketin böylece kemoterapi tedavisinin vücudunuzda yarattığı iştahsızlık etkisi daha az olacaktır. (süt, balık, peynir, yumurta, yoğurt, elma.),
Bol bol sebze ve meyve tüketin,
Bol bol su tüketin,
Sebzelerden özellikle; brokoli, lahana, sarımsak, soğan, turp, kereviz, yeşil yapraklı sebzeler, domates, baklagiller, kırmızı biber, roka ve maydanoz tüketmeye özen gösterin,
İdeal kilonuzda olmaya özen gösterin,
Bitki çayları tüketin. Özellikle; ısırgan otu, yeşil çay, adaçayı,
Balık, tavuk gibi et grubu besinleri ızgara veya haşlama olarak tüketin,
Hamur işleri ve hamurlu tatlılardan uzak durun,
Yağ ve tuz içeriği düşük besinleri tüketmeye özen gösterin,
Kızartmalardan uzak durun,
Lifli ( posalı ) yiyeceklerin tüketimini arttırın,
Alkol ve alkollü içeceklerden uzak durun,
Sigara tüketiminden uzak durun.

Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU Serbest radikaller hızlı yaşlandırıyor


Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU Serbest radikaller hızlı yaşlandırıyorDoğadan uzaklaşmaya, endüstrileşmeye ve teknolojiye esir olmaya başladıkça, hayatımızı nasıl bir kaosa çevirdiğimizin nihayet farkına vardık.Modern yaşamın, sanayileşmenin ve teknolojinin ürettiği serbest radikallerden biraz da olsa uzaklaşmaya ve daha sağlıklı yaşayıp, geç ve dinç yaşlanmak için elimizden geleni yapmaya başladık. Şimdi moda akım, doğaya dönüş! Ancak uyguladığınız yeni yöntemlerin, aldığınız besinsel ya da bitkisel desteklerin ne kadarını tanıyor ve bilinçle yapıyorsunuz?SERBEST RADİKAL NEDİR?İnsan vücudundaki her hücre günde ortalama 10,000 serbest radikalin saldırısına maruz kalmaktadır. Tüm yaşam tarzınızı değiştirseniz ya da çevreden maruz kaldığınız toksinleri, kirleticileri, ağır metalleri ve diğer tehlikeli maddeleri tümüyle ortadan kaldırsanız bile, serbest radikallerden tümüyle (hidrojen peroksit, lipit peroksitleri, tekli oksijen atomları ve süperoksitler...) kaçmanız olanaksızdır. Çünkü vücudunuzda gerçekleşen her işlemde, her aşamada bu bileşikler doğal olarak ortaya çıkmaktadır. Ama normalde vücudunuzda bulunan doğal antioksidan savunma sistemleri sayesinde bu kararsız elektron yüklü kimyasallar büyük ölçüde yok edilmekte veya uzaklaştırılmaktadır. Antioksidan savunma sisteminiz yeterince iyi çalışmaz ve siz antioksidan besinleri yeterince tüketmezseniz, ya da antioksidan etkili ek desteklerden yararlanmazsanız serbest radikaller hücrelere zarar vererek birçok hastalığın (kanser, ateroskleroz, yaşlanmaya bağlı oluşan kardiyovasküler hastalıklar ve merkezi sinir sistemi hastalıkları gibi) başlangıcına zemin hazırlar ve sizin erken yaşlanmanıza neden olurlar. Serbest radikaller nefes aldığınızda ve yemek yediğinizde bile meydana gelirler. Sigara içerken, hava kirliliğinden, egzoz gazlarından ve sulardan bedeninize sinsice girerler.KİMDİR BU ZARARLI RADİKALLER?Vücutta metabolik işlemler sonucunda oluşan hidrojen peroksit veya yağlı besinlerin yüksek sıcaklıkta işlenmeleri, pişirilmeleri sonucu oluşan lipit peroksit en zararlı serbest radikallerdir. Bu bileşikler ‘‘oksidatif stres'' adı verilen kimyasal işlemlerle genetik materyal DNA'yı (deoksiribonükleik asit) hasara uğratarak hücre ölümünü artırmaktadırlar. Bu durumu en güzel cilt yaşlanmasında görebiliriz. Bir araba güneş altında bırakıldığında koruyucu boyası zamanla okside olur ve rengi solmaya başlar. Aynı şekilde; insan cildi de yıllar geçtikçe güneşe maruz kaldığında susuz kalır, okside olur ve hasara uğrayarak zamanla kırışır, sarkar ve yaşlı bir görünüme sahip olur. Bu durumu engellemek, dejeneratif hastalıklara erken yaşlarda yakalanmamak ve hücre hasarını en aza indirmek için yaşla birlikte güçsüzleşen antioksidan savunma sisteminizi güçlendirmeli ve desteklemelisiniz.ANTİOKSİDAN BESİNLER YAŞLANMAYI GECİKTİREBİLİRSerbest radikaller bedeninizin antioksidan aktivitesinden daha yoğun olduklarında bir dengesizlik oluşmakta ve hücrelerinizde oksidatif hasar meydana gelmektedir. Yani; serbest radikallerin üstün gücü antioksidan potansiyelinizden fazlaysa vücudunuzdaki hücreler paslanıp yaşlanır, yenilgiye uğrar. Yaşla birlikte vücut daha fazla serbest radikale maruz kalır ve daha fazla serbest radikal üretir. Diğer taraftan bedeninizin doğal antioksidan üretimi siz yaşlandıkça azalır. Sonuçta bedensel ve zihinsel gücünüzde bir düşüş meydana gelir. Bazı uzmanlara göre antioksidan üretimi 25 yaşından itibaren yavaşlamaktadır. Yaşlandıkça daha fazla ek antioksidan almalısınız ki, gençlik dengesini daha iyi yakalayabilesiniz.Antioksidanların serbest radikallerle savaşma yetenekleri farklıdır. Ne kadar güçlü ve etkili olurlarsa ‘‘antioksidan kapasite güçleri'' de o kadar fazladır. Bu nedenle her besin aynı güçte antioksidan etki gösterememektedir. Antioksidanlardan yüksek olan besinler ‘‘Oksijen Radikali Emme Kapasitesi'' (ORAC) yüksek olan besinler olarak bilinirler. Tufts Üniversitesi'nde yapılan çalışmalarda hemen hemen her besinin ORAC değeri araştırılmış ve sebze ve meyvelerin en yüksek antioksidan içeriğine ve ORAC değerine sahip oldukları bulunmuştur. Ancak henüz çoğu kişi günlük olarak önerilen beş porsiyon sebze ve meyveyi tüketmedikleri için bu doğal antioksidanların gücünden mahrum kalmaktadır. Yüksek ORAC içeren sebze ve meyvelerin tüketilmesi ya da ORAC içeriğine bakılmaksızın genel olarak tüketimin iki katına çıkarılması durumunda, kandaki antioksidan gücün yüzde 13-25 oranında arttığı belirlenmiştir.DOĞA TARAFINDAN SUNULAN YÜKSEK KAPASİTELİ 'ANTİOKSİDAN GÜÇLER'Sebze ve meyvelerin içerdikleri antioksidan kapasiteleri, ihtiva ettikleri antioksidan etkili bileşiklerin miktarına ve türüne bağlı olarak farklılıklar göstermektedir. Çünkü her besin bu bileşikleri aynı miktarda içermez. Bilinen en güçlü antioksidan etkili maddeler ve bu maddelerin en yoğun oldukları bazı örnekleri not alabilirsiniz:KAROTENOİDLER:(Beta-karoten, alfa-karoten, likopen, lutein, zeoksantin)Brokoli Marul Ispanak Domates Lahana Kayısı Havuç Kırmızı ve yeşil biber...FLAVONOİDLER:Kırmızı şarap Üzüm çekirdeği (Proantosiyanidinler) Yeşil çay (Polifenoller) Soğan Pırasa Kuşkonmaz Erik Ispanak Çilek Vişne Kırmızı üzüm (Kuarsetin) Yeşil ve siyah çay ile kırmızı şarap (Kateşin)NE KADAR 'ORAC' DEĞERİNE İHTİYACINIZ VAR?Yapılan çalışmalarda günde yaklaşık 3,000-5,000 ORAC değerine sahip besin tüketildiğinde antioksidan bedenin kapasitesinin güçleneceği ve serbest radikal hasarından yeterince korunacağı belirtilmektedir. Ne yazık ki, fast-food diyetlerle sadece 1200 ORAC değeri tüketilmektedir. Bu da yaklaşık olarak günde üç porsiyon sebze ve meyve anlamına gelmektedir.Bu nedenle daha sağlıklı beslenmek, daha dinç olmak, serbest radikallerin dejeneratif hastalıklara yol açan etkilerinden kurtulmak, daha genç ve sağlıklı yaşlanmak için mutlaka ORAC değeri yüksek sebze ve meyvelere diyetinizde yer verin. Bu amaçla üretilmiş besinsel ya da bitkisel desteklerden de faydalanın. Maruz kaldığınız toksinlere, kirleticilere dikkat eder, fiziksel aktiviteyi hayatınızın bir parçası háline getirir, düzenli uyur, hayata pozitif bakarsanız uzun ve sağlıklı yaşama doğru giden merdiveni de çıkmaya başlarsınız!HER ZAMAN TAZESİ DEĞİLAntioksidan güce sahip olan ve ORAC içeriği yüksek olan besinler sadece taze sebze ve meyveler değildir. Örneğin; taze eriğin ORAC değeri 9,49 iken, kuru erikte bu değer 57,7 olarak saptanmıştır. Yine taze üzümün ORAC değeri 4,46 iken, kuru üzümünki 28,3 şeklindedir. Bazı besinlerin kurutulmuş hálinin antioksidan kapasitesi daha fazla olabilir.ORAC KAPASİTESİ YÜKSEK OLAN BESİNLER(her 100 gram için ORAC değeri)MEYVELER ORAC DEĞERİKuru erik 5770Kuru üzüm 2830Çay üzümü 2400Böğürtlen 2036Çilek 1540Ahududu 1220Erik 949Portakal 750Kırmızı üzüm 739Kiraz 670SEBZELER ORAC DEĞERİKara lahana 1770Ispanak 1260Brüksel lahanası 980Alfaalfa filizi 930Brokoli 890Pancar 840Kırmızı biber 710Soğan 450Mısır 400Patlıcan 390YAŞLANMAYI ANTİOKSİDANLARLA GECİKTİRİNYaşlanma hızınızı ve çeşitli hastalıklara yakalanma riskinizi bazı noktalara dikkat ederek geciktirebilirsiniz. Daha genç ve geç yaşlanmak istiyorsanız aşağıdaki önerileri unutmamalısınız:3 Karsinojenlere maruz kalma sürenizi azaltın: ‘‘Serbest radikaller'' olarak bilinen kirleticilere, toksinlere, buhar gazlarına, ağır metallerle (kurşun, civa, alüminyum) etkileşim sürenizi en aza indirin. Bu maddelerin çokça yer aldığı bölgelerde oturmaktan kaçının. Şehir yaşamında oldukça zor olan bu durumun üstesinden gelebilmek için haftanın belli günlerinde ormanlık alanlarda, parklarda, bahçelerde yürüyüş yaparak, koşarak hem ruhunuzu ve hem de bedeninizi toksinlerden arındırmaya çalışın.3 Doğal antioksidanlardan yararlanın: Doğal antioksidanlar olan sebze ve meyvelere (brokoli, ıspanak, portakal, çilek, ahududu gibi vitamin ve mineral zengini besinler) diyetinizde bol bol yer verin. Bu besinlerin içinde bulunan bileşikler toksinlerin zararlı etkilerini nötralize ederler.3 Daha fazla pigment tüketin: Ahududu, çilek, erik, siyah üzüm ve kiraz gibi meyveler ve bu meyvelerin kabukları bol miktarda antioksidan içerikli renkli bileşikler ihtiva ederler. Ispanak, brokoli ve kırmızı biber gibi sebzeler de aynı güce sahiptir. Bu besinler çeşitli hastalıkların neden olduğu problemlerin oluşumunu yavaşlatabilir veya başlangıcını geciktirebilir. Bu nedenle soğan, sarmısak, lahana dışındaki beyazlardan kaçının. Bol veya koyu renkli, pigment içeriği fazla olan sebze ve meyvelerden çokça tüketin.3 Basit karbonhidratları diyetinizden çıkarın: Şeker, beyaz un, beyaz pirinç gibi basit karbonhidratların sahip olduğu boş kalorilerden, özellikle kan şekerini kontrol etmede problemleri olan veya aile öyküsünde diyabet bulunan bir kişiyseniz, kaçının. Yüksek kan şekeri; hastalıklar ve ağrıyla ilgili olan iltihabi durumu artırmakta ve yaşlanma işlemini yüzde 30 oranında artırmaktadır. 3 Antioksidan vitamin ve besin desteklerine olan ihtiyaçlarınızı düşünün: Antioksidan besinleri yeteri miktarlarda tükettiğinizde belki vitamin veya besin desteklerine ihtiyacınız olmayabilir. Ancak herhangi bir rahatsızlığınız ya da riskiniz varsa daha fazla dikkat etmek zorundasınız. Örneğin; üzüm çekirdeği ekstresi, şeker miktarı yüksek olan üzüm ve alkol içeren kırmızı şaraba göre daha sağlıklı bir tercih olabilir.ANTİOKSİDAN ETKİLİ BAZI DESTEKLERE vitamini C vitamini Beta-karoten Çinko Selenyum Alfa Lipoik Asit Likopen Pycnogenol Proantosiyanidinler Coenzyme Q10 Gingko Biloba Milk Thistle...(Besin desteği olarak sadece doktor önerisi ile kullanmalısınız.)WELNESS NOTLARI: ANTİOKSİDANLARDAN FAYDALANIN! Bedensel aktivitelerinizin tümünde vücudunuz, oksijeni yakıt, yani hayat kaynağı olarak kullanır. İşte bu oksijen, moleküllerinizde, hücrelerinizde, doku ve organlarınızda yıpranmaya, paslanmaya, yaşamı kısaltan yapısal farklılaşmalara yol açar. Bedeniniz yaşlandıkça hücrelerinizi, doku ve organlarınızı kısacası, yaşamınızı tehdit eden bu paslanma (oksidasyon) hız kazanır. Ve ne yazık ki bedeniniz yaşlandıkça sahip olduğunuz doğal paslanma önleyici savunma sistemleriniz de (doğal antioksidan aktivite) gücünü sürekli kaybeder. Artık görmeniz de, duymanız da, hafızanız da, uyku düzeniniz de, cinselliğiniz de sorunludur. Kansere, şekere, damar sertliğine, Alzheimer'a daha bir yakındır bedeniniz.Bedeninizi bu paslanmadan (oksidasyondan) nasıl koruyacaksınız? Burada antioksidan aktivitesi yüksek bir beslenme tarzı, antioksidan aktivitesi yüksek vitamin ve mineraller (C vitamini, E vitamini, selenyum) ile bitkisel antioksidan destekleri (Ginkgo Biloba, Milk Thistle) yardıma çağırmanın zamanı gelmiştir.Antioksidanları vücuda kazandırmanın en ucuz ve etkin yolu antioksidanlardan zengin besinleri tüketmektir. Amerika'daki ünü Pritikin Uzun Yaşam Kliniği uzmanlarından Grabowsky koyu renkli sebzeler ve taze meyvelerin yoğun tüketilmesi hálinde günlük antioksidan ihtiyacın karşılanabileceğini belirtiyor.

Prof.Dr.Osman MÜFTÜOĞLU Vücudun en iyi ilaçları sebze ve meyvede gizli diyor!


Bazı yiyeceklerde gizli sağlık hazineleri var! Keşfedilmeyi bekleyen gizli hazinelerle dolu yiyeceklerin başında sebze ve meyveler geliyor. Bu doğal mucizelerden yararlanmayı ise çok azımız becerebiliyoruz.Doğadaki eczaneSebze ve meyveler işte bu noktada "ilaç-besin" yani bir "doğal eczane" işlevi görüyor! Dünyanın farklı yerlerinde yapılan yüzlerce çalışma bize daha iyi bir hayatın gizli hazinelerinin sebze meyvelerde bulunduğunu gösteriyor.Örneğin DASH adı verilen çok büyük bir hipertansiyon araştırması, daha fazla meyve sebze yemenin (özellikle muz, kayısı) kan basıncını düşürebildiğini ortaya koyuyor. Kilo fazlalığı ve şişmanlık konusunda yapılan araştırmalar da düzenli sebze ve meyve yemenin sağlıklı bir kiloda kalmanın güvencesi olduğunu gösteriyor. Sebze ve meyvelerin çok düşük kalorili olmaları ve kan şekerinde insülin dengesini bozacak ciddi dalgalanmalar yaratamamaları kilo sorunuyla mücadeleyi kolaylaştırıyor. Kolesterolü azaltırMeyve ve sebzelerin hiç birisinde kolesterol yok. Yani bu yiyeceklerin kan kolesterolünüzü doğrudan arttırmaları kesinlikle mümkün değil. Avakado, Hindistan cevizi gibi birkaç istisna dışında bu besinlerin yağ içerikleri de çok düşük. Özellikle kolesterolü arttıran doymuş yağlar yok denecek kadar az. Daha da önemlisi bu yiyeceklerde bulunan bitkisel steroller, başka yiyeceklerle alınan kolesterolün emilmesini azaltıyor. Kısacası, sebze ve meyvelerin kolesterol avantajları "çifte kavrulmuş" bir avantaj sağlıyor. Bunlara bir de bu besinlerin kolesterolün emilmesini azaltan liflerden yani suda eriyen ve erimeyen posadan zengin olmaları eklenince bunlar neredeyse kolesterol düşürücü ilaç gibi etki ediyor. Ayrıca daha fazla meyve sebze tüketmenin kabızlık gibi çok yaygın olan bir sağlık sorunu ile mücadelede faydalı olabileceğini unutmayın. Meyve ve sebzelerin dondurulmuş veya konservelerinden değil, tazelerinden istifade etmeye, doğal ve organik şartlarda yetiştirilenlere öncelik vermeye çalışın. Öyle görünüyor ki ot yiyen bir kuzu olmak, et yiyen bir kurt olmaktan daha avantajlı. Hiç olmasa 50’sinden sonra!Her tür kanserden korurUNUTMAYIN
Sebze ve meyvelerin yararları sadece bunlarla da sınırlı değil. Bol meyve sebze tüketmek, sizi kanserden ciddi bir oranda koruyabiliyor. Lahana ve benzeri yiyeceklerde bulunan "sulforafan", domateste bulunan "likopen", çayda bulunan "kateşin"ler, üzümdeki "resveratrol" ve daha yüzlerce antioksidanın mide kanserinden kolon kanserine, meme kanserinden prostat kanserine kadar, birçok kanserden bizi koruyabileceğinden hiç kimsenin şüphesi kalmadı. Meyve ve sebzelerde bulunan vitamin, mineral, posa ve özellikle antioksidan maddelerin her biri kanser önleyici ilaçlar gibi görev yapıyor.Koyu yeşil sebze gözlere iyi geliyorBol sebze ve meyve tüketmek, daha güzel, net, berrak görmenize de yardımcı oluyor! Anneannenizden duyduğunuz "Kızım biraz havuç yemelisin" önermesi doğrudur. Havucun, böğürtlenin, ıspanağın birer göz dostu olduklarından hiç şüphe edilmiyor. Eğer yaşlanınca başınıza gelebilecek katarakt ve makula dejenerasyonu gibi görme sorunlarıyla karşılaşmaktan korkuyorsanız, bol bol sebze ve meyve yiyin. Özellikle koyu yeşil renkli sebzelerden istifade edin. C vitamini ve E vitamininden Beta karoten veya A vitamininden zengin besinler de gözü koruyor.
kaynak:netten alıntı

Natural Life Vitamin and Herb USA 0216 4740274

Ayurveda Uzmanı Dr. Ender Saraç'tan zayıflama önerileri



Ayurveda Uzmanı Dr. Ender Saraç'tan zayıflama önerileri
Ayurveda Uzmanı ve Aile Hekimi Dr. Ender Saraç "Zerdeçal, nane ve yeşil elma kokularını günde 25-30 kere derin derin içinize çekerek, iştah merkezini rahatlatabilir, açlık hissinizi bastırabilirsiniz"
Ayurveda Uzmanı (Yaşam Bilgisi) Dr. Ender Saraç, kilolu insanların vücut tiplerine göre beslenerek zayıflamaları gerektiğini söylüyor. Bu konuda "Sağlıklı Zayıflamanın Sırları" adlı bir de kitap yazan Dr. Saraç, bilinçsiz diyet uygulamalarının zararına dikkat çekiyor.
Kalori hesabına dayalı, kısa süreli, klasik diyetlerin handikapları neler?
Artık devir sadece kalori hesabına dayalı klasik diyetle zayıflama devrini geçti. Beden tipinize uygun, yaşa, cinsiyete uygun, mevsime uygun ve yaşamsal özelliklerinize uygun sağlıklı ve bilinçli doğal beslenme var artık. Çünkü sadece kalori hesabına dayalı diyetlerle zayıflıyorsunuz ama sonra verdiğiniz kiloları fazlasıyla geri alıyorsunuz.
Siz hastalarınıza kilo verdirmek için beden tiplerinden yola çıkıyorsunuz. Bunu biraz açıklar mısınız?
Standart diyetleri doğru bulmuyorum ben. Uzmanlık alanım olan Ayurvedaya göre, belli beden tipleri var. Mesela birçok insan "Ender bey, bütün günü aç geçiriyorum, sadece salata yiyorum, bir türlü zayıflayamıyorum" diye geliyor bana. Yediklerine ve vücut tipine bir bakıyorsunuz; aslında tere, roka gibi yeşil salataları hiç yememesi gerekiyor. Yani aç kalıyor ama vücut tipine uygun olan gıdaları yemediği için zayıflayamıyor. Halbuki, doğru bir sisteme geçtiğinizde, tıkır tıkır, sağlıklı bir şekilde kilo vermeye ve sağlığına kavuşmaya başlıyor.
Sizce zayıflama konusunda yaptığımız en önemli yanlış hangisi?
Zayıflama işi biraz disiplin ister. Türk toplumundaki en büyük problem ise, disiplin eksikliği. Diyetleri nisan mayıs aylarında, iki aylık bir heves şeklinde yapıyoruz. Ondan sonra uzun kollu, kat kat giyilmeye başlandığı anda, olayı rafa kaldırıyoruz. Ve sonra tekrar dengemiz bozuluyor. Doğru yaşam biçimini edinmez veya doğru beslenme felsefesini benimsemezseniz, en iyi diyetisyenlere, en iyi doktorlara, merkezlere bile gelinse, bir yere kadar işe yarar. Şunu kabul etmek gerek: İki ay çok yoğun diyet yapıp, bıkıp, yorgun düşmek yerine, yılın 12 ayına daha az kurallı, doğru, boğucu olmayan bir yaşam biçimi ve doğru beslenme felsefesi şeklinde yaymak daha sağlıklı.
Sadece bilinçli beslenme yeterli mi?
Bilinçli beslenme işin en önemli ayağıdır. Fakat sadece doğru beslenmeyle olmaz; mutlaka düzenli egzersiz de gerekir. Şok diyetler, açlık rejimleri, zamana karşı yarışan diyetler, tek gıda rejimleri, 10 gün lahana çorbası, karpuz diyeti, karbonhidrat diyeti, sadece protein diyeti, bütün bunlar yanlış. Dengeli beslenilmeli. Ama sadece bilinçli diyetle de olmaz, düzenli egzersiz, yürüyüş yapılmalı. Haftada üç- dört gün, bir buçuk saat civarında orta sporlar; mesela tempolu yürüyüş, hafif koşu, fitness, aerobik, yüzme, neden zevk alınıyorsa, o spor yapılmalı.
Spor yapılan saatin herhangi bir önemi var mı?
Evet, var. Ayurvedaya göre, sabah 6 ile 10 ya da 18.00 ile 22.00 saatleri arasında daha çok yağ yakıyoruz. Çünkü bunlar Ayurveda'ya göre vücudun 'kapha' saatleri, yani daha çok biriktirme, yağlanma saatleri. Bu saatlerde metabolizmayı ısıttığınızda daha iyi sonuç alınıyor. Egzersizden bıkmamaya çalışın. Çılgınca egzersiz yapmayın, sporu zamana yayın. Çok ağır egzersiz ve çok ağır spor yanlış. Çünkü vücudu hem çok aç olmak savunmaya sokar, hem de aşırı ağır egzersizler savunmaya sokar. Çünkü vücut bunları bir tehdit olarak ele alır. Bu nedenle, mutlaka düzenli yapılan egzersizlere ağırlık vermek lazım.
Sizce zayıflamanın en önemli kriteri nedir?
En önemli şey, bu fikre hazır ve zayıflamaya kararlı olmak. Bana zayıflamaya gelenlere, ilk önce şunu soruyorum: "Hazır mısınız, kararlı mısınız?" Eğer gerçekten hazırsanız ve kararlıysanız bu işe başlayın. Şişmanlıkta şöyle bir şey saptıyorum: İnsanın sinir sistemine bir virüs bulaşmış gibi oluyor, bilgisayar virüsü gibi... Bu virüs sizin kilo vermeniz için gerekli olan doğru davranış, beslenme ve hareket alışkanlıklarınızı olumsuz etkiliyor. "Boş ver şimdi yürüme, sonra yürürsün", "Bu çikolatalı kek çok güzel; bir dilim daha ye" gibi uyaranları gönderiyor adeta. Onun için ilk başta bu virüsleri silmek lazım.
Zayıflamaya karar verenlere destek olacak, cesaretlerini artıracak destek yöntemler de var mı?
Evet, bitki çayları, doğal ve bitkisel zayıflama preparatları...
Doğal bitki özlü çayların hepsi zayıflama sürecinde tüketilebilir mi?
Piyasada tanınmış firmaların hazırladıkları form çaylarının formülleri güzel. Günde iki-üç fincan içilebilir. Birkaç hafta içip, ondan sonra ara vermek gerekir. Bunun dışında, mesela gazımız varsa rezene çayı, iştahımız çok fazlaysa ıhlamur çayı, sindirimimiz zayıfsa zencefil çayı, hormon krizlerinden dolayı daha çok yiyorsak adaçayı, metabolizmayı canlandırmak için yeşil çay, bağırsakları çalıştırmak için sinameki çayı, şekerimiz çok yüksekse kekik çayı gibi bitkisel çayları tüketebiliriz.
Diyetlerde baharatların yeri nedir?
Baharatlar çok önemli. Mesela zencefil yağları yakar, zerdeçal karaciğerden toksin attırır, biberiye iyi bir antioksidandır, kekik şekeri düşürür, sarmısak zayıflamaya yardımcı olur. Bir de özel ayurveda tabletleri var. Bunlar, zayıflamaya yardımcı, yan etki oranı son derece düşük olan, güvenilir doğal preparatlar. Bu tabletler de metabolizmayı canlandırıyor, aynı zamanda kişinin incelmesine ve iştahının azalmasına katkıda bulunuyor.
Kişi zayıflamak istiyor, öğün saati değil ama çok acıktı. Açlığını bastırmak için yapabileceği bir şey var mı?
İştahı azaltan ve zayıflamaya yardımcı bir ipucu şudur: Zerdeçal, nane ve yeşil elma kokularını günde 25-30 kere derin derin içinize çekerek, iştah merkezini rahatlatabilirsiniz.
Bu karışım tokluk hissi mi yaratıyor?
İştah merkezini sakinleştiriyor. Almanya'da yapılan bir araştırmada yeşil elma ve nane koklayan kişilerin, (bunların aromatik yağları da olabilir) daha hızlı kilo verdiği saptanmış.
19.07.2005
Kaynak : Sabah

PROF DR ERKAN TOPUZ'DAN MEME KANSERİNDEN KORUNMANIN YOLLARI



Günümüzde malesefki kanser olma riski her geçen gün artıyor.Prof Erkan Topuz bayanlara meme kanserinde korunmaları için bolbol sebze tüketmelerini öneriyor
MEME KANSERİNDEN KORUNMAK İÇİN
Lahana(haftada 2 kere çiğ yenilmeli pişmisini ise istenildiği kadaryenilebilir),karnı bahar,brokoli,kara turp.kara lahana,ananas,yoğurt (evde yapılmış)yeşil çayı bol bol tüketmelerini öneriyor
kaynak:sedasayan

Prof.Dr.İbrahim Saraçoğlundan Lahanın Faydaları


LAHANA MUCİZESİ
İbrahim Saraçoğlu, "Beyaz lahananın toksin atıcı ve arındırıcı bir özelliğe sahip olduğunu ve Besinler, soluduğumuz hava üzerinden aldığımız toksinler protein özelliği olduğunu Protein özellikli olmaları, bu toksinlerin yağda çözülmeleri anlamına gediğini, bu da vücudumuzun yağ dokusunda depolanmalarına sebep oluduğunu söylüyor.Ayrıca, böbrek, karaciğer, akciğer bu tür toksinlerin depolandığı organlarımız arasında gelir. Bu toksinler suda çözülmediklerinden, idrar ve terleme yoluyla atılmaları söz konusu değil. İşte, bu noktada beyaz lahana kürü mükemmel bir çözüm getiriyor. Bu sayede toksinler, idrar ve terleme yoluyla vücudumuzdan atılırlar. Beyaz lahana kürünü uygulayanlar daha üçüncü ve dördüncü günde, yağlı yağlı terlediklerini hissedeceklerdir. Bu durum vücutlarından toksinlerin atıldığını gösterir.Bu kürü uygulayanlar, aynı zamanda dengeli ve sağlıklı bir zayıflama kürü de uygulamış olurlar.Bahar yorgunluğunun Türkiye’de olduğu gibi dünyada da yaygın olduğunu söylüyor
Lahana kürü
•Kaynamakta olan yarım litre suda 6- 7 adet beyaz lahana yaprağını, 10 dakika ağzı kapalı olarak hafif ateşte pişirin.
•Sabah ve akşam olmak üzere aç ve tok karına birer su bardağı için. Bu işleme toplam 5 gün devam edin.
•Bu kürü 5 gün uyguladıktan sonra 3 gün ara verin ve tekrar 5 gün uygulayın. Böylece 10 günlük kür tamamlanmış olur
•Toksin atıcı ve bağırsak kanserini önleyici bu 10 günlük kürü, 1 yıl boyunca 3 ya da 4 kez yapmak en doğrusudur.
•10 günlük kür için kesinlikle ihtiyacınız olan miktarı bir defada değil, her gün taze olarak hazırlayın.
•Kan dolaşımını düzenlemek amaçlı kullanımda 3-4 adet beyaz lahana yaprağı, kaynamakta olan yarım litre suya atılır ve hafif ateşte ağzı kapalı olarak 15 dakika pişirilir. Sabah ve akşam aç veya tok karına bir su bardağı içilir. Her 3 günde bir, 3 gün ara verilerek toplam 21 gün içilerek uygulanır. 3 aylık aradan sonra tekrar; her 3 günde bir, 3 gün ara verilerek, toplam 21 gün içilerek ikinci ve son kür tamamlanmış olur.
kaynak :netten

YEŞİL ÇAYIN FAYDALARI SAYMAKLA BİTMİYOR


Yeşil çayın faydaları
Yeşil çay içindeki kateşinler sayesinde :Kanser riskini azaltır.Yeşil çay yemek borusu kanserini erkeklerde %57, kadınlarda %60 oranında önlemektedirYeşil çay düzenli içilmesi halinde prostat kanseri riskini üçte iki azalmaktadır.
Yeşil çay deri kanserine yol açan ultroviyole ışınların zararından korur.
Tümörü küçültür. Antioksidandır.Yeşil çaydaki antioksidan E vitaminindekinden 20 kez daha kuvvetlidir.Kolestrolü düşürür. Tansiyonu ayarlar. Kan şekerini ayarlar. Bakterileri öldürürür.Grip virüsünü öldürür. Ağız kokusunu önlerYeşil çay içindeki C vitamini sayesinde :Stresi azaltır. Gribi önleyicidir.Yeşil çay içindeki kafein sayesinde :Performansı etkiler,yorgunluk ve uyku halini ortadan kaldırır.İdrar söktürücüdür.İdrar söktürücü özelliğinden dolayı zayıflama rejimlerinde kullanılıyor.Yeşil çay içindeki flavonoidler sayesinde : Kan damarlarını güçlendirir.Yeşil çay içindeki polisakkaridler sayesinde : Kan şekerini düşürür.Yeşil çay içindeki fluorid sayesinde : Diş çürümesini engeller.Yeşil çay içindeki E vitamini sayesinde : Antioksidan olarak rol oynar. Yaşlanmayı geciktirir.Yeşil çay içindeki EGCG (Epigallokateşin Gallat) adlı kimyasal madde sayesinde : Kanser hücrelerinin gelişmesini önlüyor.Akciğer, mide, bağırsak karaciğer ve deri kanserlerini önleyici etki yapıyor.Alzheimer'i önleyiciSigara kullanımının toksik etkisini azaltıyor.Yeşil çay içen hamile kadınlar sorunsuz bir doğum gerçekleştirebilirken, sakat çocuk dünyaya getirme riski de azalacak.Diş çürüklerine sebep olan bakterileri öldürerek çürükleri önler.İçeriğindeki kateşin maddesi nedeni ile kolesterolü düşürür.Antioksidan özellikleri vardır. Bu özelliği ile kansere ve kalp hastalıklarına karşı koruyucu olabilmektedir. İspanya’daki Murcia Üniversitesi ve İngiltere’deki Norwich Üniversitesi’nin ortaklaşa yürüttüğü araştırmalar, yeşil çayda bulunan ‘polipenol EGCG’ maddesinden üretilecek olan ilaçlarla, çeşitli kanser hastalıklarının tedavisinin gerçekleştirilebileceğini ortaya koymuştur. Zihinsel aktivitelerde yarar gösterdiği ileri sürülmektedir
KAYNAK:vikipedi
www.naturallife.com.tr

Naturallife Vitamin and Herb USA

Önce Ödem Atın ,Sonra yağ yakın


Sağlıklı Bir zayıflama icin oncelikle vucudunuzaki odemi atmalısınız.Daha sonra yağ yakıcıları kullanmalısınız.Öncelikle bilimselliği kanıtlanmıs Boswellia Serrata ve Bromelain kullanıp vucudunuzdaki ödemi atmalısınız.Daha sonra ise dünyada zayıflamada ünü ve bilimselliği kaıtlanmıs Natural Life Cabbage and Green Tea kullandıgınız takdırde hem selülitlerinizden hemde kilolarınızdan sağlıklı olarak hızlı bir sekilde kurtulabilirsiniz.UNUTMAYIN HIZLI ZAYIFLAMAK BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİZİ ZAYIFLTIR BUDA EN BASTA KANSER OLMAK ÜZERE ÇEŞTLİ HASTALIKLARA YO AÇAR.AMA LAHANA VE YEŞİL ÇAY ZAYIFLAMANIN YANI SIRA KANSERDEN KORUNMADADA BİLİMSEL OLARAK KANITLANMISTIR.HEM HIZLI ZAYIFLAYIN HEMDE ZAYFLARKEN KASERDEN KORUNUN.....

HIZLI ve GÜVENLE ZAYIFLAYIN

Lahana: (Kopfkohl / Chou / Cabbage / Brassica oleracea / Chou commun)
Lahana'nın başlıca etken maddelerinden biri laktik asittir. Lahana Çorbası Tabletleri, normal lahana çorbasından 3 kat daha fazla zayıflatıcı etkisi olan madde içermektedir. Doğal bir yağ yakıcıdır.
* Vücuttaki yağın fazlasını dışarı atarak zayıflama da yardımcı olur.
* Varolan yağlar yakılırken yeni yağ oluşumunu da engeller.
* Kullanım sürecinde vücut detoksa uğramış olur.
* Birçok faydalı flavonoidleri bünyesinde barındır.
* Alkali dengesini korurken sindirim sisteminin pH değerini dengede tutmaya yardımcı olur.
Yeşil Çay: Camellia sinensis bitkisinin yapraklarından elde edilen bir çaydır. Yeşil çay, siyah çayla aynı bitkiden "Camellia Sinensis" ten elde edilmesine rağmen; aralarındaki tek farklılık, işleme tekniğinden kaynaklanır. Yeşil çayın yaprakları, siyah çaya göre çok daha az işlem görür. Siyah çay oksidasyona maruz kalırken, yeşil çay oksidasyona maruz kalmaz ve içerisindeki antioksidan maddelerin azalmasına karşı korunmuş olur . Yeşil çay, kateşin (catechin) adlı potansiyel olarak yararlı maddelerin zengin bir kaynağıdır. Yeşil çayın en önemli bileşenleri polifenoller özellikle EGCg' dir.
Yeşil çayın diğer bileşenleri, kafein, theanin (bir çeşit amino asit), vitaminler, organik asitler,
polisakkaritler, protein, lignin, florid, minerallerdir. İçerdiği polifenoller (EGCg) sayesinde,
yağların vücutta depolanmadan atılmasına ve kilo vermenize yardım eder. Yeşil çay bağırsaklardaki arzu edilen (faydalı) bakterilerin seviyesinin yükselmesine ve
sindirim sistemine yardımcı olabilir.
Ürün içeriği:
Lahana ve Yeşil Çay Ekstresi
Kullanım Önerisi: Günde 3 tablet yemeklerlerden yarım saat önce 2 bardak su ile.
http://www.natuallife.com.tr/ Natural LifeVitamin and Herb
0216 4740274